Bir önceki yazımda Kabak Koyu’nu anlatmıştım. Evim gibi olduğundan ve muhteşem doğasından söz etmiştim ya, işte Olympos da bana aynı şekilde hissettiren ve bıkmadan gideceğim Türkiye’deki ikinci yer. Olympos’u gizemli ve özel kılan bana kalırsa dağlardan gelen yüceliğin, antik şehrin yaşanmışlıklarından doğan bilgelik ile birleşmesi ve sazlıklar, nehir ve birkaç antik yapının yer aldığı bir yol ile uçsuz bucaksız denizin enginliğine açılması. Sanki her duyguyu tattıran bir yer. İster tırman dağların zirvelerine ve bak yukarıdan tüm gökyüzü ile manzaranın esrarengiz büyüsüne, istersen antik şehri dolaş ya da Likya Yolu‘nu yürü, istersen sahile git ve arkanda bıraktığın dağ manzarası ile sonsuza doğru kulaç at. Ya da bunları bir kenara bırak ve al kitabını hamakta veya çardakta, ağaçların altında oku. Antik şehirden midir yoksa gelenlerin enerjisinden mi bilinmez ama Olympos’un verdiği enerji sizi yaşanmışlıkların deneyimsel yolculuğuna çıkartıyor adeta.
Olympos Antalya’nın güney sahillerinde Phaselis’ten sonra ikinci önemli liman kentidir. Kumluca İlçesi sınırlarında yer alan şehir adını, Torosların uzantısı olan ve 2.375 m. yüksekliğe sahip Tahtalı Dağı‘ndan almaktadır. Antalya Kumluca Karayolu üstünden iki girişi bulunmakta; bunlardan biri Kumluca tarafından gelindiğinde Adrasan girişi, diğeri ise, Kemer yönünden gelindiğinde Olympos girişidir.
Olympos antik kentinin girişinde yer alan ahşapla destekli kemerli taş yapı, Likya döneminde 3 katlı bir yapı imiş. 1500 kadar işçinin çalışır ve ‘’Garum’’ adlı bir sos üretilirmiş Sardalya balıklarının toprak kuyularda 6 ay bekletilerek, üst katmanında oluşan yağın alınmasıyla oluşan sos, Olympos kentinin ticari faaliyetinin temel kaynağıymış.
ULAŞIM NASIL SAĞLANIR?
Eğer kendi aracınız yoksa Antalya havaalanına geldikten sonra, Antalya otogara havaşla ulaşıp, otogardan da 15 TL’ye Çıralı veya Olympos minibüslerine binebilir, sapak başında inebilir ve buradan ister yürür isterseniz de 7 TL’ye yine minibüslere binebilirsiniz. Yaz döneminde her 10 dakikada bir minibüs söz konusu iken, sezon dışı aynı şey söz konusu değil. Ortalama 1,5-2 saat süren bu yolculuk, yolların keyifli olması dolayısıyla çok zorlamıyor merak etmeyin 🙂 Yine Antalya Otogarı’ndan Kumluca-Fethiye yönüne giden tüm otobüs ve minibüsleri Olympos’a ulaşmak için kullanabilirsiniz.
Eğer kendi aracınız var ise, Antalya-Kumluca Karayolu’nu kullanarak Kemer yönüne doğru ilerleyin. Kemer ve Tekirova’yı geçtikten sonra Çıralı ve akabinde ise Olympos sapakları bulunmakta. Gidiş güzergahınıza göre iki sapaktan birine doğru ilerleyin. Bununla birlikte belirtmek gerekir ki Yanartaş için Çıralı yolunu kullanmak gerekiyor. İkisinden herhangi birine giderseniz gidin sahilden 15 dakikalık bir yürüme mesafesi ile bir diğerine kolayca ulaşabilirsiniz. O yüzden tavsiyem hangisine giderseniz gidin diğerini de mutlaka ziyaret edin 🙂
ÇIRALI MI, OLYMPOS MU?
Bu soruya cevap vermek gerçekten çok zor, nitekim ikisinin de kendine özgü güzellikleri var. Bana kalırsa Olympos sezon dışı çok güzel ve o zaman tercih edilmesi gerekir. Daha çok bungalovlu konaklama imkanları sunan Olympos, akşam eğlence açısından da epey zengin. Yaz aylarında birçok mekanda akşamları canlı müzik yapılıyor. Gündüzleri ise yine birçok tesiste düzenli yoga dersleri mevcut. Ancak sezonda bir hayli kalabalık oluyor. Geçen sene temmuz ayında Olympos Ören Yeri‘ne kalabalıktan girememiştik bile. Ancak ekim sonu gittiğimde sakin ve muhteşemdi. Gerçek Olympos o zaman yaşanıyor bana kalırsa. Ancak ulaşım açısından sezon dışı biraz daha sıkıntılı ve etiknlik de kaya tırmanışı dışında pek yok. Ancak biz sınırları zorlayıp Adrasan Suluada‘ya, Köprülü Kanyon‘a ve Tazı Kanyonu‘na gitmeyi başarabilmiştik, sezon dışı olmasına rağmen. Demem o ki inanınca her şey mümkün! 🙂 Buralardan ise daha sonraki yazılarımda bahsedeceğim, takipte kalın 😉
Bu sene ise yine bayramda gerçekleşen yoga kampımız dolayısıyla Olympos Çıralı tarafına gittik. Ancak bu sefer Çıralı’da kaldık. Bayrama rağmen öyle sakindi ki, bayramın varlığını ancak Olympos sahiline doğru yürüdüğümüzde fark ettik 🙂 Arada büyük bir fark vardı. Çıralı, daha sakin ve nezih diyebileceğim bir yer. Kafa dinlemeye veya bizim gibi yoga kampı yapmaya gidiyorsanız kesinlikle Çıralı’yı tercih edin. Zira daha çok kamp alanları ve restoranlardan oluşan Çıralı’da içerilere doğru girdikçe çok orjinal ve otantik dükkanlar ve cafeler keşfediyorsunuz.
NEREDE KONAKLANIR?
Olympos’ta konaklama seçeneği çok, bungalov ağırlıklı ancak çadır imkanları da mevcut. Daha konfor ararım deseniz yine oteller de bulunmakta. Benim en çok sevdiğim yer Kadir’s Tree House oldu, hem sezon dışı da açıklar, hem işletmecileri çok iyi, dekor ve yemekler de harika 🙂 Yine çok sık tercih edilen Çamlık Pansiyon da tercih edilebilir. Ancak bunlardan başka başka birçok alternatif konaklama imkanı mevcut.
Çıralı’da ise kamp alanlarından bizim kaldığımız Off-Road Camping çok güzeldi. Ağaçların altında gizli saklı bir yer, kapsül dedikleri bambudan yapılmış çadır bungalov arası yerlerde konaklanıyor. Kapsüllerin içinde iki kişilik yatak bulunmakta ve çok sevimliler. İçeriden dışarısı görülürken, uyurken sanki doğanın içerisinde uyuyormuş hissi veren kapsüllerin içi ise dışarıdan görülmüyor. Yoga alanları mevcut ve smoothieleri ise efsane güzel. (her gün farklı bir smoothie :)) Bunun haricinde Aylak Yaşam Kampı da tercih edilebilecek güzel yerlerden. Yine buradan diğer konaklama imkanlarına da göz atabilirsiniz.
YEME-İÇME/MEKAN ÖNERİLERİ
Çıralı’da Herbişi Bitki Atölyesi diye bilinen genel tabiri ile bir aktar keşfettim. Tam anlamıyla aradığım dükkandı Hindistan’dan sonra. Şifalı bitkiler, doğal ürünler, sabunlar, bitki çayı karışımları, vegan ürünler ve nicesi. Dükkanı alıp çıkacaktım 🙂 Ancak neyse ki internet satışları da mevcutmuş. Benim en çok ilgimi çeken doğal bitkilerden oluşan sivrisinek kovucu karışımı oldu, böyle bir şey olsa da kimyasalları vücuduma sürmesem diye düşünürken bu ürünle karşılaştım. Doğal diş macunu, çeşitli yağlar gibi birbirinden güzel ürünler aldım, kısaca bir göz atın derim 🙂
Yemek konusunda ise Habitat diye yeni açılan bir kafe keşfettim. Vejetaryen beslenenler için güzel bir menüsü bulunmakta. Birbirinden leziz ve sunumu harikulade olan mezeler, vejetaryen taco gibi seçenekler var. Mezeler günlük ve her siparişte baştan hazırlanıyor. Biraz zaman alsa da o lezzete ve sunuma değer doğrusu. Ama az vaktiniz varsa, mesela uçağı kaçırma ihtimali gibi buları göz önünde bulundurun derim 😉 Et severleri de unutmamışlar tabi burgasm dedikleri bir burger ve taco seçenekler var.
Biraz daha hoş bir akşam geçirmek isterseniz ise San-Simon’u tavsiye ederim. İstediğiniz her şey var pizzaları harika. Pizza, salata ve şarap kombinasyonunu kesinlikle öneriyorum, keza ortam dekorasyonu ve müzikleri ile kendinizi çok özel hissettiren bir yer. Biz son gece kutlaması niyetine oraya gittik ve çok keyif aldık 🙂
Demesi o ki Olympos da Çıralı da kendine has özelliklere sahip. İkisini de ayrı ayrı ziyaret edin gitmişken derim ben 🙂
Neler Yapılır?
- Akşamları ateş başında oturup, kampta kalanlarla kaynaşın.
- Yıldızları izleyin.
- Gündüz gün doğumunu kaya mezarlarının yanından tırmandığınız tepeden izleyin.
- Yanardağ’a çıkabilirsiniz.
- Lykia Yolu’nu yürüyebilirsiniz.
- Antik Şehri gezebilirsiniz.
- Mayıs ve Ağustos ayları arasında giderseniz caretta carettaların yumurtlama alanlarını Çıralı sahilinde görebilirsiniz.
- Adrasan’a gidip, oradan tekne turu ile turkuaz denizi bembeyaz kumları ile Türkiye’nin küçük maldivleri Suluada’ya geçebilirsiniz.
- Korsan Koyu ve Gelidonya Feneri’ni gezebilirsiniz.
Nelere Dikkat Edilmeli
- Öncelikle mutlaka yanınıza rahat bir spor ayakkabı, güneş kremi ve şapka alın. Likya yolunu yürüyecekseniz ve yine kaya mezarlarını gezmek istiyorsanız bol bol tırmanmanız söz konusu olacak.
- Eğer Olympos’a gidiyorsanız para çekmeyi unutmayın. Çıralı’da ATM’ler bulunmakta iken Olympos’ta herhangi bir ATM yok.
- Olympos’tan plaja giriş ne yazık ki ücretli ancak müze kartınız varsa girişi ucuza getirmeniz mümkün.
- Sivrisinekler için yanınıza sivrisinek kovucu alın mutlaka.
hayallerincegezen 
Reblogged this on hayallerincegezen.
BeğenBeğen