Antik Şehir Üçgeni; Polonnaruwa, Sigirya ve Dambulla/ Sri Lanka

1-Polonnaruwa

Daha önceki yazılarımda Kandy ve Ella’dan bahsetmiştim. Kandy‘den iki rota çizebilirsiniz. Ya kültürel üçgeni tercih edip tarihe doyarsınız ya da yemyeşil dağları tercih edip Ella ve Nuwara Eliya’ya doğru rotanızı çizebilirsiniz. Ben önce antik şehir üçgenini tamamlayıp tarih kısmını önceliğe aldım. Doğa her zaman daha çok keyif verdiğinden onu daha sonraya saklamayı tercih ettim 🙂 Polonnaruwa yerine Anuradhapura’yı da tercih edebilirsiniz, ancak burası biraz daha kuzeyde ve uzak kaldığı için biz Polonnaruwa’yı tercih ettik. Nitekim burası doğa ve tarihin kombini olduğundan tavsiyem Polonnaruwa yönünde.

Polonnaruwa ticari ve dinsel gelişmesi 800 yıl öncesine dayanmakta. Bu sebeple tapınak ve dini yapı sayısı çok fazla. Nitekim uzun yıllar boyunca
 Chola ve Sinhalese  krallıklarının başkenti olmuş. . yüzyılda güney Hindistan Chola hanedanlığı Sri Lanka’yı fethettikten sonra başkenti
Anuradhapura’dan alarak Polonnaruwa yapmışlar. Stratajik olarak daha iyi bir konuma sahip olan Polonnaruwa Ruhunu Sinhalese Krallığı’ndan gelen saldırılara karşı daha iyi koruma ve savunma sağladığından burayı başkent yapmaya karar vermişler.

2. Kral Parakramabahu I, 1153-86 yılları arasında geniş binalar, parklar ve 25 hektar büyüklüğünde gölü yaptırmıştır. Evet göl insan ürünüdür. 3. kral
King Nisanka Malla ise, 1187 – 96 yılları arasında hüküm sürmüş önceki kralların başarılarına ulaşmaya çalışırken iflas ile son bulmuş.

13. yüzyıla kadar başkent olarak kalan Polonnaruwa, başarısız olması ile terk edilmeye başlamış ve akabinde de başkent Polonnaruwa’dan batıya yani bugünkü hali ile Colombo‘ya alınmış.

Tarihinden yolculuğumuza gelirsek ise; daha önceki yazımda bahsettiğim Avusturyalı çift ile Kandy’den otogara giderek Polonnaruwa’ya özel (klimalı ve daha konforlu olan) otobüse bindik saat 9’da, 2 saat süren yolculuğumuza başladık. Otobüs lokal otobüslere göre biraz daha pahalı kişi başı 250 Sri Lanka Rupisi yani 7,5 TL yapıyor Valize de bir kişi ücreti alıyorlar belirtmekte fayda var. Ancak 1 valiz de olsa, 3 valiz de olsa aynı ücreti alıyorlar. Biz 3 kişi bölüştük. Otobüslerde ve trenlerde ananas, mango, fıstık gibi yiyecekler satan satıcılar dolaşıyor sık sık.

Polonnaruwa’ya vardıktan sonra hemen bir tuktuk ile anlaşıp kaldığımız yere doğru yola koyulduk. Manel Guest House diye booking.com’dan bulduğumuz bir yerde kaldık. Kalacağımız yeri ise otobüsteyken rezerve ettik. Hizmet ve güleryüz konusunda mükemmellerdi! Kesinlikle doğru bir seçimdi. Yemyeşil bir bahçeye sahip guest house içerisinde mevcut olan bisikletlerden kiraladık, eşyalarımızı bırakıp etrafı keşfe koyulduk.

Polonnaruwa büyük bir göl etrafında, yemyeşil alanlardan oluşuyor. Sakin ve az nüfuslu bir yer. Gölün etrafında yürüyüş ve bisiklet yolu var. Şehri en güzel gezme yolu bisiklet kiralamak. Tarihi harabelerin toplandığı bir kısım var, bu kısma giriş için 25 dolar gibi yüksek bir giriş ücreti istiyorlar. Ancak buraya girmeseniz bile, şehrin diğer tarafında görebileceğiniz başka harabeler de mevcut. Dolayısıyla bu bedeli ödemeden de benzer tarihi harabeleri görmeniz mümkün. Gölü karşınıza aldığınız zaman sağ tarafta ücret ödeyerek girebileceğiniz harabe alanı bulunmakta, sol tarafta ise pirinç tarlalarının da bulunduğu yemyeşil alanların olduğu, tarihi müze ve etrafta yer alan birtakım harabelerin bulunduğu kısım. Harabeleri görmek için tuk-tuk da kiralayabilirsiniz, ancak bisikletle istediğiniz yerde durup muz ve hindistan cevizi ağaçlarının arasında süzülen yollarda bisiklet sürerken, Sri Lanka’lı özellikle çocukların size el sallamalarını, selam vermelerini, gözlerindeki ışıltıyı, seslerindeki coşkuyu kaçırmamanızı öneririm.

Yemek olarak “Banana Leaf” isimli ünlü restaurantta muz yapraklarına sarılmış pilav ve köri soslu sebze yemeklerinin karışımı vejeteryan bir menü tercih ettik. Coconut chutney favorim!

Banana Leaf

Akşam erkenden yattık odalar 2 kişilik odada kişi başı 1500 Rupi yani 45 TL idi. Kahvaltı dahil olduğundan ve ertesi sabah saat 5 gibi yola çıkacağımızdan guest house sahiplerinden sadece sandwich hazırlamalarını rica ettik. Ancak tereyağlı ve fazla suni bir reçel kullanıyorlar sandwich yapmak için. Yanındaki muzlarla yetinmek zorunda kaldık 🙂

Akşam sütlü çay eşliğinde guest house sahibi kadınla muhabbete kaldık 60 yaşında idi ama çok genç gözüküyordu. Eşi vefat etmişti ve işini büyütmüştü yıllar içerisinde. Oğlu ise Arap Emirlikleri’nde çalışıyordu. İngilizcesi mükemmel olan bu kadınla sohbet saatlerce akıp gitti, nasıl da yaşanmışlık, bilgi ve şevkat akıyordu yüzünden..

Polonnaruwa için 1 ya da 2 gün yeterli, hem tarih hem de huzur arıyorsanız burayı görmeden Sri Lanka‘dan ayrılmayın. En sevdiğim kısmı ise güneşin batışını izlerken bisiklet sürmek, harabeler arasında yoga yapmak ve pirinç tarlaları arasında hayallere dalmak oldu..

Ertesi sabah 4’te uyandık, herkes bizim için uyanmıştı. Akşamdan ayarladığımız tuk-tuk 4.30 gibi gelmeliydi ancak bir saat gecikmeli geldi. Rotamız Sigiriya’ya doğru idi. Gidiş-dönüş olarak 3000 Rs. olarak anlaşmıştık. (90 TL’ye denk geliyor.) Amacımız gün doğumunda Sigiriya‘da olmaktı ancak şöförümüz muhtemelen uyuyakalınca geciktik. Yolun 1 saat sürmesi gerekiyordu ancak yolda başkaca aksiliklerlede karşılaştık. Bunu Sigiriya’yı anlatan bir sonraki yazımda anlatacağım.

Antik Şehir Üçgeni; Polonnaruwa, Sigirya ve Dambulla/ Sri Lanka” için bir yanıt

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.